ANATOMİDE KULLANILAN TERİMLER
Her
bilim dalında olduğu gibi anatomide de çok miktarda kendine özgü terim vardır.
Bunlar, yüzlerce yıldır kullanılan ve çoğunluğu Latince (L) ve az bir bölümü de
eski Yunanca (Grekçe-GR) kökenli olan terimlerdir.
Her ülkede tıp eğitimi veren kurumlarda anadildeki karşılıkları ile birlikte öğretilirler. Anatomik terimler belirli vücut bölgelerinin tanımlanmasını sağlayan kesin anlamlı sözcüklerdir. Anatomi öğreniminde terimlerin işaret ettikleri oluşumlar kadar Türkçedeki karşılıklarının da öğrenilmesi gereklidir. Bu durum öğrenme sürecini uzatan önemli bir faktör gibi görünebilir. Ancak bir oluşum isminin Latince terminolojideki karşılığını ezberlemek yerine, ne anlama geldiğinin bilinmesi onun işlevsel özelliklerinin de kolayca kavranılmasını sağlamaktadır. Bu yolla öğrenilen anatomi bilgisi daha uzun süreli korunabilir. Bu yolla sık tekrarlar önlenebilir. Günümüzde bilim dili olarak İngilizce’nin öne çıkması nedeniyle oluşumların bu dildeki karşılıklarının öğrenilmesi de önem kazanmıştır.
Her ülkede tıp eğitimi veren kurumlarda anadildeki karşılıkları ile birlikte öğretilirler. Anatomik terimler belirli vücut bölgelerinin tanımlanmasını sağlayan kesin anlamlı sözcüklerdir. Anatomi öğreniminde terimlerin işaret ettikleri oluşumlar kadar Türkçedeki karşılıklarının da öğrenilmesi gereklidir. Bu durum öğrenme sürecini uzatan önemli bir faktör gibi görünebilir. Ancak bir oluşum isminin Latince terminolojideki karşılığını ezberlemek yerine, ne anlama geldiğinin bilinmesi onun işlevsel özelliklerinin de kolayca kavranılmasını sağlamaktadır. Bu yolla öğrenilen anatomi bilgisi daha uzun süreli korunabilir. Bu yolla sık tekrarlar önlenebilir. Günümüzde bilim dili olarak İngilizce’nin öne çıkması nedeniyle oluşumların bu dildeki karşılıklarının öğrenilmesi de önem kazanmıştır.
Tıbbi-anatomik terimlerle
ilgili düzenlemeler ilk olarak 1895 yılında Basel’de (İsviçre) uluslar arası
düzeyde yapılan bilimsel toplantılarla belirlenmiştir. Basel Nomina Anatomica’sı
(BNA) olarak isimlendirilen bu toplantılarda 30.000’den fazla sayıya ulaşan
anatomi terimlerinde sadeleşmeye gidilmiş, Latince temel alınarak terim sayısı
4.500 dolayına indirilmiştir. Aynı oluşumu tanımlayan farklı dillerdeki
karşılıkları terk edilmiş, oluşumları ilk kez tanımlayan araştırmacılara saygı
unsuru olarak onların isimlerinin verildiği eponim terimlerin kullanılmasına
son verilmiştir. BNA’dan sonra anatomi, histoloji ve embriyoloji ile ilgili
terimlerin çağa uygunluğu beş yılda bir toplanan Dünya Anatomistler
Kurultayları ile gözden geçirilerek yenilenmiştir. Nomina Anatomica ile ilgili
son toplantı 1985 yılında yapılmış, oluşturulan yeni bir çalışma grubu
Terminologia Anatomica (1998) isimli çalışmayı yayınlamıştır. Bu terimlerin her
ülkede kullanılmasıyla tıp alanında dil birliği sağlanmış olmaktadır. Anatomide
tanımlanan terimler tıbbın diğer alanlarında değişmeden kullanılırlar. Ancak
klinik bilimlerde anatomik oluşumlar için Fransızca ve İngilizceden yapılan
Türkçeleştirilmiş kullanımlar ya da eponim terimlerin kullanılması sıklıkla
karşılaşılan durumlardır. Türkiye’de anatomik oluşumların isimlendirilmesinde
19. yüzyıl sonlarına kadar Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmıştır. Bu
dönemde tıbbi eğitim dili olarak Fransızca kullanılmış, dünyada yaşanan
gelişmeler ışığında Latince terminoloji giderek yerleşmiştir. Latince
terimlerin karşılığı olarak Osmanlıca yerine Türkçenin kullanılması ancak
cumhuriyet döneminde gerçekleşmiştir. Günümüzde hazırlanan kitaplarda, anatomik
oluşumların tanımlanmasında Terminologia Anatomica esas alınmaktadır.
Karaciğer, böbrek, gibi güncel Türkçede sık kullanılan sözcükler Latince
terimlerin karşılığı olarak tercih edilmektedir.
Anatomik terimlerin uluslar
arası alandaki yaygın kullanımına karşın, değişik klinik dallardaki bilim
adamları oluşumları tanımlarken kendi terimlerini tercih etmektedirler. Örneğin
anatomistlerce articulatio zygapophysealis olarak isimlendirilen omurlar
arasındaki küçük eklemlere ortopedistlerce faset eklem olarak tanımlanırlar. Fransızca
facette sözcüğünden köken alan bu terim, kıymetli bir taşın işlenmiş,
parlatılmış yüzeyi anlamına gelir ve ekleme katılan kemik yüzeylerin düz ve
parlak olması nedeni tercih edilmiştir.
Latince, tıp eğitiminde ve sanatsal edebi dil olarak
geniş kullanılma alanına sahip olmakla birlikte günümüzde yaşayan bir dil
değildir. Yirminci yüzyılın ortalarına kadar Katolik Kilisesi’nin resmi dili
olarak kullanılmıştır. Temel olarak 26 harften oluşan ve Türkçe gibi fonetik
bir dildir yani yazıldığı gibi okunur. Latince harflerin okunuşu büyük oranda
Türkçe’dekilere benzer. Sessiz harfler –e seslidir. Latince terimlerin yazılma
ve okunma kurallarının daha iyi anlaşılması için tıp terminolojisi ders
notlarından yararlanılması gereklidir.
DÜZLEM VE EKSENLER
Anatomik duruş:
Anatomi öğretiminde organlar ve oluşumları anlatılırken tüm tanımlamalar ve ilişkiler; karşımızda ayakta duran, yüzü bize dönük, baş ve gövdesi dik, kolları yanlarda aşağıya sarkık, avuç içi öne bakan, ayakları birleşik ve öne dönük bir kişiye göre yapılır. Bu pozisyona anatomik duruş denir.
Anatomi öğretiminde organlar ve oluşumları anlatılırken tüm tanımlamalar ve ilişkiler; karşımızda ayakta duran, yüzü bize dönük, baş ve gövdesi dik, kolları yanlarda aşağıya sarkık, avuç içi öne bakan, ayakları birleşik ve öne dönük bir kişiye göre yapılır. Bu pozisyona anatomik duruş denir.
Anatomik
duruş
Bu konumda bulunan bir insan
vücudundan dört düzlemin ve üç ana eksenin geçtiği tasarlanmıştır.
Gerçekte olmayan bu tasarlanmış düzlem ve yönler, bir organ ya da oluşumun
vücuttaki normal duruş şeklini (situs pozisyonunu) anlatabilmek için
gereklidir.
Bu pozisyonda, organların belirli noktaların tanımlanmasında
superior, inferior, anterior ve posterior (üst, alt, ön ve arka) gibi terimler
kullanılır. Bu terimlerin alternatifi olarak embriyolojik gelişim aşamaları ile
ilgili tanımlanmış olan cranialis, caudalis, ventralis ve dorsalis (baş,
kuyruk, ön ve sırt) sözcükleri de kullanılabilir. Farklı bölgelerin
tanımlanmasında kullanılan terimler, karşılaştırma olanağının yaratılması için
genellikle ters anlamlı sıfatlardan oluşturulmuştur. Vücutta tanımlanmış
herhangi bir oluşumun yeri kişinin anlık pozisyonuna göre değişme göstermez.
Örneğin ayakta duran bir kişinin, yatan bir hastanın ya da elleri üzerinde
yürüyen bir akrobatın ağzı daima gözlerinin alt (inferior) tarafındadır.
Pozisyonun belirtilmesinde kullanılan terimlerin bir bölümü Şekilde
tanımlanmıştır.
Düzlemler (Planum’lar):
İnsan vücudunu tanımlamak amacıyla kullanılırlar ve vücudu tasarlanmış
kesitlere ayırırlar.
- Planum sagittale (Oksal düzlem): Karşı yöne doğru ok atmaya hazırlanan bir kişide yay tarafından oluşturulan düzlemdir. Vücudu sağ ve sol iki yarıma ayırır. Vücudun tam ortasından geçerek iki eşit yarıma ayıran sagittal düzleme planum medianum ya da planum sagittale medianum denir.
- Planum frontale (coronale- Taçsal düzlem): Planum
medianum'a dikey olarak alın bölgesine paralel, yukarıdan aşağıya veya tersine
geçen tüm düzlemlerdir. Vücudu ön ve arka bölümlere ayırır.
- Planum transversum (horizontale- Yatay düzlem): Yere
paralel ve diğer düzlemlere dik olarak geçen düzlemlerdir. Vücudu üst ve alt
bölümlere ayırır.
Temel düzlemler dışında
kalan ve klinik anatomide sık kullanılan düzlemler: İç organları koruyan ve
kuşatan kemiklerin belirli çıkıntılarından geçen beş yatay düzlem vardır. Bu
düzlemler iç organların yerlerini tanımlamaları açısından klinik uygulamalarda
önemlidir.
- Planum subcostale: En alt kıkırdak kaburgalara teğet geçen düzlemdir.
- Planum transpyloricum: Sternum alt ucu ile symphysis pubica arasındaki uzaklığın tam ortasından geçen düzlemdir.
- Planum interspinale: Her iki koksa kemiğinin üst-ön uçlarından geçen düzlemdir.
- Planum intertuberculare: Tuberositas iliaca'ların üst bölümünden geçen düzlemdir.
- Planum supracristale: Ilium'da crista iliaca'nın en üst bölümünden geçen düzlemdir.
Düzlemler:
1- Planum sagittale, 2- Planum horizontale (transversum), 3- Planum coronale (frontale)
Eksenler (Axis'ler -
Yönler): İnsan vücudundan geçen ve eklemler çevresinde oluşan hareketlerin
tanımlanmasında kullanılan yönlerdir. Üç temel ve sonsuz sayıda ikincil eksen
vardır. Temel eksenler şunlardır:
Axis verticalis: Baştan ayaklara doğru düşey inen, yere
dik eksendir.
Axis sagittalis: Ok yönünde, yere paralel, önden arkaya
veya arkadan öne geçen eksendir.
Axis transversalis: Yere paralel, sağdan sola, soldan
sağa geçen eksendir.
Eksenler:
1-
Axis transversalis, 2- Axis verticalis, 3- Axis
sagittalis
VÜCUDUN BÖLÜMLERİ (PARTES
CORPORIS HUMANI)
İnsan vücudu (corpus humanum) beş bölüme ayrılır.
İnsan
vücudunun bölümleri (partes corporis humani):
1-
Baş (Caput), 2- Boyun (Collum), 3- Gövde (Truncus), a. Göğüs (Thorax), b. Karın
(Abdomen), c. Leğen (Pelvis), 4- Üst taraf (Membrum superius/Extremitas
superius), a. Kol (Brachium), b. Önkol (Antebrachium), c. El (Manus), 5 Alt
taraf - (Membrum inferius/Extremitas inferius), a. Uyluk (Femur), b. Bacak
(Crus), c. Ayak (Pes)
1Baş (Caput)
2- Boyun (Collum)
3- Gövde (Truncus)
a. Göğüs (Thorax)
b. Karın (Abdomen)
c. Leğen (Pelvis)
Gövde, vücudun kemik yapılar
içinde korunan bölümü olarak kabul edilir. Bununla birlikte ön, yan ve arka
taraftan korunmalı olan tek yer göğüstür. Göğüs ve karın arasında bulunan diaphragma,
bu iki bölümü birbirinden ayıran kas ve kiriş dokularından oluşan bir bölmedir.
Yaygın düşüncenin aksine yatay bir düzlemde değildir. Karın bölgesi, yalnızca
arkada yer alan omurga kemikleri ile korunurken leğen bölgesi tamamı ile kemik
koruma içindedir. Karın ve leğen arasında ayırıcı bir oluşum bulunmaması nedeni
ile bazı kaynaklar bu bölümleri tek bir boşluk olarak değerlendirmekte ve
buraya abdomino-pelvik boşluk ismi verilmektedir.
4- Üst taraf (Membrum
superius/Extremitas superius)
a. Kol (Brachium).
b. Önkol (Antebrachium)
c. El (Manus)
c. El (Manus)
5 Alt taraf - (Membrum
inferius/Extremitas inferius)
a. Uyluk (Femur)b. Bacak (Crus)
c. Ayak (Pes)
Ayrıca omos (omuz) üst
tarafa; gluteus (kalça) alt tarafa ait bağlantı (kavşak) bölümleri olarak kabul
edilmektedir.
Erişkinde anatomik yapının
tanımlanmasında kullanılan bir başka yöntem oluşumların gelişimsel kökenlerine
göre tanımlanmasıdır. Gelişime göre insan vücudu üç yapıdan şekillenir:
1. Somatik yapılar: Vücut
duvarından oluşan yapılardır. İskelet, iskelet kasları, bu yapılarla ilgili bağ
dokular ve deri somatik yapıları oluşturur. Üst ve alt taraflar da somatik
yapılardır.2. Visseral yapılar: Kalp, akciğerler, sindirim kanalı gibi yapıların oluşturduğu iç organlardır.
3. Yutak kavsi yapıları: Erken embriyolojik evrede ağız arkasında kalan yutak alanlarından gelişen yapılardır. Alt çene ile baş-boyun bölgesindeki bazı kaslar bu alanlar içinde yer alırlar.
Merkezi sinir sistemini oluşturan beyin ve omurilik gibi yapılar bu sınıflama içinde uygun bir yerleşime sahip değildir.
Pozisyonun belirtilmesinde
kullanılan yön ve yer belirten terimler :
Dexter sağ
Sinister sol
Anterior ön, önde
Posterior arka, arkada
Ventralis karın tarafında
Dorsalis sırt, sırtta
Sagittalis oksal, ok yönünde
Transversalis enine
Medialis iç yan
Lateralis dış yan
Verticalis düşey
Horizontalis yatay
Superior üst, üstte
Inferior alt, altta
Cranialis baş tarafında
Caudalis ayak tarafında, kuyruk tarafında
Superficialis yüzeysel
Profundus derin
Medius orta
Intermedius iki oluşumun arasında
Longitudinalis boyuna, boyunca
Centralis merkezi
Peripheralis çevre
Internalis iç (dahili)
Externalis dış (harici)
Proximalis merkezi
Distalis merkezden uzak
Ipsilateralis aynı taraf
Contralateralis karşı taraf
Apex tepe
Basis taban
Apicalis tepede
Basalis tabanda
Sinister sol
Anterior ön, önde
Posterior arka, arkada
Ventralis karın tarafında
Dorsalis sırt, sırtta
Sagittalis oksal, ok yönünde
Transversalis enine
Medialis iç yan
Lateralis dış yan
Verticalis düşey
Horizontalis yatay
Superior üst, üstte
Inferior alt, altta
Cranialis baş tarafında
Caudalis ayak tarafında, kuyruk tarafında
Superficialis yüzeysel
Profundus derin
Medius orta
Intermedius iki oluşumun arasında
Longitudinalis boyuna, boyunca
Centralis merkezi
Peripheralis çevre
Internalis iç (dahili)
Externalis dış (harici)
Proximalis merkezi
Distalis merkezden uzak
Ipsilateralis aynı taraf
Contralateralis karşı taraf
Apex tepe
Basis taban
Apicalis tepede
Basalis tabanda
Genel Terimler:
Anterior Ön
Posterior ArkaSuperior Üst
Inferior Alt
Medialis İç yanda
Lateralis Dıs yanda
Intermedius İki olusumun arasında
Internus İçeride
Externus Dısarıda
Proximalis Gövdeye yakın
Distalis Gövdeden uzak
Superficialis Yüzeyel
Profundus Derin
Kemiklerle İlgili Terimler
Apex TepeBasis Taban
Canalis Kanal
Canaliculus Kanalcık
Caput Baş
Capitilum Başçık
Corpus Gövde
Crista İbik
Facies Yüzey
Fissura Yarık
Foramen Delik
Fossa Çukur
Fovea Çukur
Lamina Yaprak
Linea Çizgi
Margo Kenar
Meatus Yol
Os Kemik
Pars Parça
Porus Ağız, delik
Processus Çıkıntı
Ramus Dal
Septum Bölme
Sinus Bosluk
Spina Diken
Sulcus Oluk
Trochlea Makara
Tuberculum Tümsekçik
Tuberositas Pütürüklü çıkıntı
Hareketlerle İlgili Terimler
Adduction Orta hatta yaklasmak
Flexion Bükmek
Extention Germek
Dorsiflexion Ayağıayak sırtına doğru bükmek
Plantar Ayağıayak tabanına doğru bükmek
Supination Dıs yana döndürmek (elde)
Pronation İç yana döndürmek (elde)
Rotation Döndürmek
Elevation Yukarı kaldırmak
Depression Asağı indirmek
Shoulder Abduction
Internal Rotation of the Shoulder
External Rotation of the Shoulder
Elbow Flexion
Elbow Extension
Finger Abduction
Finger Opposition
Knee Extension
Hip Abduction
Hip Extension
Anatomide Kullanılan Bazı Kısaltmalar:
A. Arteria
(atar damar)
Aa. Arteriae
(atar damarlar)
V. Vena
(toplar damar)
Vv. Venae
(toplar damarlar)
N. Nervus
(sinir)
Nn. Nervi
(sinirler)
M. Musculus
(kas)
Mm. Musculi
(kaslar)
Art. Articulatio
(eklem)
Lig. Ligamentum
(bağ)
For. Foramen
(delik)
Proc.
Processus (çıkıntı)
I.V. Intra
Venöz (damar içi)
I.M. Intra
Musküler (kas içi)
Kaynaklar:
Anatomi ders notları
Prof. Dr. Bunyamin Sahin
Prof. Dr. Ahmet Uzun
Doc. Dr. Mehmet EmirzeoğluANATOMİYE GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR
Prof. Dr. N. Şimşek CANKUR
Ders notlarından alıntıdır.
en.wikipedia.org/wiki/Anatomical_terms_of_location
Resimlerle ilgili kaynak linkleri bulununca eklenecektir.
Resimlerle ilgili kaynak linkleri bulununca eklenecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder