Jinekolog ve Cinsel Terapist
Op. Dr. Süleyman Eserdağ
Ergenlik dönemi ve Cinsel Sağlık
Jinekolog ve Cinsel Terapist
Op. Dr. Süleyman Eserdağ
Op. Dr. Süleyman Eserdağ
Kızlarda ergenlik (puberte, bluğ çağı), kızların çocukluk dönemlerinden çıkarak genç kızlığa adım attıkları geçiş dönemindeki sürece verilen isimdir.
Bu dönemin cinsel sağlık ile ilgili kazanımları için ergen eğitimleri önemli yer tutmaktadır.
Ergenliğe giriş
Tam bir zaman aralığı yoksa da genel olarak kızlar erkeklerden daha önce, 9-13 yaş arasında ergenliğe girerler. Bu sebeple hayatın bu sürecinde kızlar erkeklere göre bir kaç yıl önde ve daha olgun dururlar.
Ergenlik değişimleri
Ergenlikteki olgunlaşma ve değişim süreci bir dizi hiyerarşik sıra ile gerçekleşmektedir. Ergenlik dönemi gelişimleri cinsel sağlık için son derece önemlidir.
Telarş ve Menarş nedir?
Puberte dönenimde genç kızlarda öncelikle göğüsler belirginleşir, buna “telarş” adı verilir. Daha sonra cinsel bölgelerde kıllanmalar oluşur, buna da “pubarş” adı verilir ve en son olarak da adet görülmeye başlanır, buna da “menarş” denmektedir.
Ergenlikte Göğüslerin Büyümesi (Telarş, Telarche)
Kızların çoğunda ergenlik dönemi göğüslerin büyümesi ile başlar. Göğüslerin büyüdüğünü genelde meme uçlarının birisinin veya her ikisinin üzerinde küçük ve hassas bir kabarıklık meydana gelmesi ile fark edilir. Bu kabarıklık birkaç yıl içinde giderek büyüyecektir.
İlk başta bir göğüs asimetrik yani diğerinden daha büyük olabilir ve bu durum bazen göğüsler son şeklini alıncaya kadar sürebilir.
(Aşağıdaki resimde ergenlik döneminde meme gelişim aşamaları aşağıda gösterilmektedir.)
Ergenlikte Kılların Oluşumu (Pubarş, Pubarche)
Ergenlikle birlikte koltuk altında ve cinsel bölgelerde yumuşak kıllar görünmeye başlayacaktır (pubarş). Bu kıllar zaman içinde sık ve kıvrımlı bir şekle girecektir.
(Yukarıdaki resimde ergenlik döneminde oluşan genital kıllanmanın aşamaları yukarıda şematize edilmiştir.)
Cinsel bölgelerdeki kıllanmalar ile birlikte kol altlarında ve bacakların üzerinde de kıllar görünecektir.
Bir çok kadın bu kılları değişik yöntemlerle almaktadır (epilasyon). Aslında, epilasyon işleminin tıbbi bir gerekçesi olmayıp tamamen kozmetik amaçlıdır.
Erken pubarş (Kıllanmanın erken dönemde olması)
Nadiren bazı ergenliğe geçişlerde 8-9 yaşlarında meme oluşumu başlamadan kıllanma ortaya çıkabilir. Bu durumda özellikle böbrek üstü bezlerinden erkeklik hormonu salgılayan tümörler akla gelmelidir. Yapılan ultrason, MR gibi görüntüleme yöntemlerinde böyle bir durum saptanmazsa böyle bir durum normal olarak karşılanabilir.
Ergenlikte Bedensel değişimler
Bir ergen kızda zaman içerisinde kalça genişleyecek ve bel daralacaktır. Vücudun karın, kalça ve bacaklarında yağ depolamaya başlayacaktır. Böylelikle kadın vücuduna özgü çizgiler ortaya çıkmaktadır.
Bu dönemde kollar, bacaklar, eller ve ayaklar vücudun geri kalan kısımlarına göre daha hızlı büyüyecektir. Diğer kısımlar kol ve bacaklarınızdaki büyümeyi yakalayıncaya kadar kişiler kendilerini psikolojik olarak biçimsiz ve hantal hissedebilir.
Ergenlikte Cilt değişimleri, Ergenlik Sivilceleri (Akneler)
Cilt ergenlikle birlikte daha yağlı ve terli bir hale gelmektedir. Bu dönemde ter bezlerinin artması ile terleme de artmaktadır.
Yine, yüzde derinin yağlanmasına bağlı olarak sivilceler (akneler) meydana gelecektir. Bu ergenlik sivilceleri "akne" olarak adlandırılır ve bu oluşumların ergenlik dönemindeki hormonların yükselmesine bağlı olduğundan normal kabul edilmektedir.
Bütün ergenlerde şu veya bu zamanda akne olacaktır. Akneler bazen çok şiddetli olup tedavi gerektirebilir.
Ergenlikte Psikolojik Sorunlar (Ergenliğin Duygusal Değişimleri)
Ergenlik sürecinde bir depremi andıran pek çok fiziksel ve hormonal değişimler yaşanmaktadır. Bu değişimler gençlerde bir takım psikolojik problemleri de beraberinde getirir.
Ergenlik döneminde en sık olarak ortaya çıkan psikolojik problemler:
- Depresyon (içe çökkünlük)
- Anksiyete (içsel sıkıntılar)
- Kendini çirkin hissetme
- Aşırı alınganlık
- Uyumsuzluk gibi durumlardır.
Anne babalar bu doğal süreci yaşayan çocuklarıyla yakından ilgilenmeli ve destek olmalıdır. Psikojenik sorunlar için bazen profesyonel destek alımı gerekebilir.
10-19 yaş arasındaki adölesanlara cinsel sağlık; ilk olarak anne ve babadan daha sonrasında da cinsel eğitim ile sağlanmalıdır.
İlk Adet (Menarş, Menarche)
İlk adet görme veya tıbbi literatürdeki adıyla "menarş" (menarche), kız çocuklarının puberte gelişimi sırasında üreme çağına geçişin bir işareti olarak kabul edilir.
Kızların çoğu 9-16 yaşları arasındayken ilk adet kanamasını yaşarlar.
Adet kanaması
Adet kanamasına eş anlamlı olarak "mens", "menstruasyon", "ay hali" veya "regl kanaması" denilebilmektedir. Halk arasında adet görmek anlamında regl olmak yerine yanlış bir şekilde "renkli olmak" gibi terimler de kullanabilmektedir.
Görülen ilk adet kanamasına ise daha önce de belirtildiği gibi "menarş" denir. Aylık olarak devam eden döngülere ise "periyod" veya "siklüs" denmektedir.
İlk adet kanaması kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir.
Menarş (ilk regl olma) yaşı kız çocuğunun genetik yapısı (ırsi özellikleri), coğrafik bölgesi, beslenmesi ve sosyokültürel yapısı ile ilişkilidir. Ayrıca güneş ışığına daha çok maruz kalan ekvatora yakın bölgelerde menarş daha erken olurken, örneğin kuzey Avrupa ülkelerinde daha geçtir.
Yine, beslenme durumu iyi ve hafif topluca kızlarda menarş daha erken olmaktadır.
Menarş yani mensesin başlaması, kız çocuğunun pubertal gelişiminde önemli bir aşama olup gelişim sürecinde belli bazı aşamaları izler.
Buluğ çağına geçişi ifade eden puberte gelişim evrelerinde, ilk öncelikle boy uzaması ve meme tomurcuklanması oluşur. Daha sonraki aşama cinsel bölge ve koltuk altında tüylenmedir. Bunlardan sonra ilk adet gerçekleşir. İlk adet görülmesi ile kişi ergenlik çağına girmiş kabul edilir.
Ergenliğe yeni geçmiş olan bir kızda görülen ilk mensler (adetler) düzenli olmayabilir. Mens araları oldukça uzun veya kısa olabilir. Yumurtlamanın tam olmamasından kaynaklanan bu adet düzensizlikleri 16 yaşına kadar devam edebilir; bu durumlar normal kabul edilir ve genellikle tedaviye gerek yoktur.
Ergenlik döneminde çok miktarda, uzun ve sık adet görmeler kişilerde kansızlığa (anemi) sebebiyet verebilir ve bu durumda ise kısa süreli ilaç tedavileri uygulanabilir. Onun haricindeki düzensiz adet görmelerde hormon tedavilerine gerek bulunmamaktadır.
ERKEN ERGENLİK ve GEÇ ERGENLİK
Bazı kızlar ergenliğe yaşıtlarından önce bazıları ise sonra girebilirler. Önce girenlere “erken ergen” bu tür duruma erken ergenlik, sonra girenlere ise “geç ergen” bu tür durumlara da geç ergenlik adı verilmektedir.Erken Ergenlik
Adet görme 9 yaş öncesinde gerçekleşirse "erken menarş" (erken ergenlik) olarak tanımlanır. Erken ergenliğe sebep olan erken adet görülmesine hormonal bozukluk yol açabilir. Bu nedenle doktor kontrolü gerekir. Hiç bir neden saptanamasa bile ergenliğe erken giriş durumu boy kısalığına neden olabileceği için mutlaka tedavi edilmelidir. Çünkü düzenli adet görmeye başlayan bir ergenin artık boy uzaması yavaşlayacaktır.
Erken ergenlik kemik yaşının saptanması, bir takım kan ve hormon testleri ile kişinin klinik bulgularından yola çıkılarak kolaylıkla tespit edilebilir. Tespiti yapılan olgularda tedavi şarttır.
Ergenliğe erken giriş tedavi edilmelidir.
Erken ergenlik bir takım hormonal tedaviler ile önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu tür hormonal tedaviler kişilerin boylarının uzamasında son derece etkilidirler. Aksi takdirde adetlerin düzene girmesi ile boy uzaması duracak ve kişi kısa boylu kalacaktır.
Anne ve babası uzun boylu olmasına rağmen kendileri kısa boylu olan kızların büyük bir kısmı erken yaşlarda ergenliğe girenler ile ergenlik döneminin geçişlerini hızlı bir şekilde yaşayanlardır.
Geç Ergenlik
İlk adet görmenin (menarş) 16 yaşın üzerinde olmasına ise "gecikmiş menarş" (geç ergenlik) olarak tanımlanır.
Ergenliğe geç girme durumlarında kız çocuğunda "ikincil cinsiyet karakterleri" olarak bilinen meme gelişimi, tüylenme ve boy uzaması özellikleri son derece önemlidir.
14 yaşına gelmesine rağmen sekonder sex karakterleri hiçbir şekilde gelişmemiş ise yani genital tüylenmesi ve meme gelişimi yoksa, hormon salgılanması ile ilgili bir gelişim problemi olabilir.
Ancak ikincil seks karakterlerinde normal değişiklikler oluşmuşsa adet kanamasının olması için herhangi bir müdahalede bulunmaksızın 16 yaşına kadar beklenebilir.
Regl Kanaması Nasıl Olur?
”Regl” yani normal adet kanaması aslında sanılanın aksine oldukça karmaşık bir takım olaylar süreci sonunda olur.
Cinsel sağlık açısından bilinmesi gereken regl kanaması ve gebelik oluşumu olaylarını oldukça basite indirgeyerek anlatalım.
Gebelik nasıl oluşur?
Ergenlik dönemindeki kızların yumurtalıklarında dişi döllenme hücreleri olan "ovumlar" olgunlaşır.
Ovum cinsel birleşme ile kadın iç genital organlarına ulaşan erkek döllenme hücresi (sperm) ile karşılaşırsa döllenme (birleşme) oluşur. Bu sırada bebeğe hazırlık olarak rahim (uterus) iç yüzeyinde kan hücrelerini de içeren kalın bir tabaka oluşur. Döllenen cenin rahim içindeki bu "yuvaya" yerleşir. (Gebelik başlangıcı)
Adet kanaması nasıl olur?
Eğer ovum sperm ile karşılaşmazsa rahimdeki hazırlık gereksiz hale gelir ve bu doku adet kanaması şeklinde vaginadan dökülür.
Menstrüasyon periyodu her ay benzer kanamanın olması ile karakterizedir. Bir kız çocuğunda menstrüasyonun başlaması artık hamile kalabileceği yönünde yorumlanmaktadır.
Normal adet kanaması kriterleri nelerdir?
Menstrüasyon periyodu genellikle 2-8 gün sürmekte ve bazen daha sonrasında 1-2 gün renksiz bir kanama şeklinde devam edebilmektedir. Adet kanamasının pıhtılaşma özelliği olmadığı için kanama pıhtılı şekilde olmamalıdır.
Normal menstrüasyon periyodu sırasında yüzmek, ata binmek veya cimnastik yapmak gibi normal aktivitelerinizden vazgeçmenize gerek yoktur. Tam tersine örneğin egzersiz, krampların ve menstürasyona bağlı diğer rahatsızlıklarınızın azalmasına yardım edebilir.
Menstrüasyonun başlangıç döneminde bir çok genç kız daha sonraki kanamalarının tam zamanında olacağını düşünebilir, fakat bu nadiren böyledir.
İlk adet dönemi kanamaları düzensiz seyredebilir.
İlk yıl (belki daha uzun süre) içinde adetler takvime uymaz ve bazen 3 hafta gibi kısa süre içinde bazen ise 6-8 hafta gibi uzun bir sürelerde kanama olabilir. Bir süre sonra siklusler (adet düzenleri) düzene girecektir ve kızların çoğunda her 3-5 haftada bir menstüral kanama olacaktır. Adetlerin tam olarak düzene girmesi bir kaç yılı bulabilir.
Siklus düzenli hale geldikten sonra da hastalık, stres, ağır egzersiz veya yetersiz beslenme gibi durumlarda adetler aksayabilir. Doğal olarak bütün bu nedenlerin yanında menstürasyon gecikmelerinde gebelik olabileceği de akla gelmelidir.
Normalde her adet dönemi sırasında 50-100 ml (ortalama 80 ml) kan kaybı olur.
Bazı kişilerde menstürasyon kanamaları diğerlerinden daha ağır ve sancılı olabilir. Bu durumda hekime başvurmak gerekebilir.
Menstürasyon periyodu sırasında, öncesinde veya sonrasında şu yakınmalar görülebilir:
- Kramplar (bel ve kasıklarda)
- Karında gaz birikmesi
- Göğüslerde hassasiyet veya şişkinlik
- Baş ağrısı
- Kendini kötü hissetme ve huzursuzluk gibi ani duygusal değişiklikler
- Depresyon
Menstruasyondan önce başlayan ve mens olduktan sonra sonlanan depresyon, memelerde şişkinlik ve hassasiyet, karında şişlik, ödemler, gerginlik, alınganlık, yeme problemleri (iştah artışı veya azalması, tatlıya düşkünlük gibi) problemler kişinin normal yaşam kalitesinde değişikliklere yol açıyor ise bu duruma “Premenstruel sendrom (Adet öncesi gerginlik sendromu)” adı verilmektedir. Tedavisi için hekiminize danışmanızı öneririz.
Ne zaman bir jinekolog muayenesi gereklidir?
Bazı durumlarda adet düzenine bağlı sorunlar mutlaka bir jinekolog muayenesi veya ultrason tetkiki gerektirebilir.
Bu durumlar:
- Menstürasyon periyodunda bilinen bir neden olmaksızın ani bir değişiklik olması
- 3-5 gün süren ancak oldukça sancılı veya pıhtılı adetlerin olması
- 8-10 günden fazla süren ağır kanamalar
- Normal periyod harici ara kanamalarının olması
- Menstürasyon başlangıcından sonraki dönemde iki günden fazla süren şiddetli karın ağrısı olması
- Kansızlığa bağlı halsizlik, solukluk, nefes darlığı ve çarpıntı gibi bulgular
- Gebelik şüphesi durumlarında bir jinekoloğa başvurulması önerilir.
Kaynak : Sayfadaki tüm içerik Jinekolog ve Cinsel Terapist Op. Dr. Süleyman Eserdağ tarafından hazırlanmıştır.
http://www.vajinismusmerkezi.com/cinsel-saglik-ergenlik-degisimleri.asp
© Op. Dr. Süleyman Eserdağ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder