Türk Dilleri Ailesi
Türk dilleri
ailesi olarak Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına kadar uzanan bir
alanda ana dil olarak 180 milyon kişi tarafından, ikinci dil olarak konuşanlar
da sayılırsa 200 milyon kişi tarafından konuşulan, birbirleri ile çok yakın
akraba olan ve 40 dilden oluşan bir dil ailesi tanımlanır. Türk dilleri Altay
dilleri ailesine aittir. En çok konuşulan Türk dili, Türkiye
Türkçesi'dir.
Tüm Altay dillerinde olduğu gibi Türk dillerinde de büyük ve küçük ses uyumu vardır, yazımda sözcükler son ekler alarak uzarlar ve cümle yapısı özne-nesne-fiil sırasıyla oluşturulur.
Yüzyıllar boyunca Türk dillerini konuşan halklar göçebe hayatı sürdürdürmüşler ve özellikle İran, İslav ve Moğol gibi farklı toplumlarla birçok alanda etkileşimde bulunmuşlardır. Geniş bir tarihe yayılan bu etkileşim sürecinden Türk dilleri de önemli oranda etkilenmiştir. Bu etkileşim sürecinde Türk dilleri de kendi aralarında bazen birbirlerinden uzaklaşıp bazen de göçebe yaşam şekli nedeniyle tekrar yaklaşıp kaynaşmışlardır. Bu yüzden Türk dil grubu ve içindeki dillerin tarihi gelişimleri kısmen belirsizleştirmiş, bu yüzden Türk dillerinin sınıflandırılmasının birden fazla sistemi oluşmuştur. Günümüzde en genel kabul görmüş sınıflandırma sistemi Samiloviç'in kalıtsal sınıflandırması olmakla beraber ayrıntılarda tartışmalar sürmektedir.Türk dilleri ailesi
Toplam 40 ayrı dilden oluşan, 180 milyon ana dili olarak konuşanı ile Türk dilleri ailesi, Altay dilleri grubunda büyük farkla en büyük dil ailesini oluşturur. Dünyadaki bütün dil aileleri arasında yedinci büyük dil grubunu oluşturur ve önümüzdeki on yıllar içinde daha da büyüme kapasitesine sahiptir.Dünyadaki büyük dil aileleri:
Türk dillerinin coğrafyası
Türk dilleri, Doğu ve Güneydoğu Avrupa, Batı, Orta ve Kuzeyasya gbi büyük bir coğrafyaya dağılmıştır. Bu bölge Balkanlar'dan Çin'e, İran'dan Kuzey Denizine kadar uzanır. Asya'nın yaklaşık otuz ülkesinde en az bir Türk dili, sözünü etmeye değer yaygınlıkta konuşulur. Bunun yanında Almanya'da büyük bir azınlık Türkiye Türkçesini ana dili olarak konuşur.Büyük Türk dilleri ve anlaşılabirlik
Türk dillerini konuşanların dörtte üçü, en büyük üç Türk dilinden birini kullanır:
Anlaşılabirlik
Neredeyse tüm Türk dillerinin fonoloji, morfoloji ve sentaksları aynıdır. Sadece Çuvaşça, Halaçça ve Yakutça ile Dolganca gibi Sibirya Türk dilleri bu noktalarda farklıdır. Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen ve bazen dil gruplarının sınırlarını da aşan lehçeler bulunur.
Türk dilleri birbirlerini anlıyabilen dillerden oluşan grublara ayırılır. En büyük grub Türkiye Türkçesi, Azerice ve Türkmenceyi içine alan Oğuz grubudur. Diğer grublar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu grublarıdır. Aynı grubun içinde yer alan dillerin arasındaki fark bir lehçe farkı kadardır, ancak iki farklı gruba ait dilin arasında anlaşabirliği zorlaştıran ya da imkansız kılan gramer farkları vardır. Buna rağmen tüm dillerde neredeyse hep aynı kalan birçok kelimeler vardır:
Türkçe ulusal diller
Türkiye Türkçesi, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk Cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde resmi dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarcası, Tatarca, Başkırca, Yakutça, Çakasça, Tuva, Altayca ve Çin'de Uygurca.
Ülkelere göre Türk dilleri
Türk dilleri Avrupa'nın ve Asya'nın otuz ülkesinde konuşulur. Tablo alt gruplara ayrılmıştır ve sayılar sadece ana dili olarak konuşanları göstermektedir.
Tükenmek üzere olan Türk dilleri
Bazı diller sadece birkaç yaşlı kişi tarafından konuşulmaktadır ve yok olma yolundadırlar. Kaybolmak üzere olan diller şunlardır:
Türk dillerinin sınıflandırılması
Sınıflandırma sorunları
Dillerin benzerliğinden ve tarihte birbirlerinden çok etkileşmiş olmalarından dolayı, Türk dil grubunun sınıflandırılması kolay değildir. Ayrıca Türk halklarının geçmişteki göçebe yaşam tarzı coğrafi sınırlar çizilmesini de zorlaştırır. Bu yüzden farklı sınıflandırmalara rastlamak mümkündür. Çoğu, Rus dil bilimcisi Aleksander Samoiloviç'in 1922'de yaptığı sınıflandırmanın üzerine kurulmuştur. Dil ailelerindeki sınıflandırmaların genellikle genetik bilgilere dayanarak yapılmasına rağmen, Türk dil grubunda coğrafi dağılım daha büyük rol oynamaktadır.
Çuvaşçanın farkı
Çuvaşça, çoktan ölmüş eski Ön Bulgar dili ile birlikte diğer Türk dillerine daha uzak kalan Bolgarca dalını oluşturur. Bazı bilimciler, diğer Türk dillerinden farklı olduğu için Çuvaş dilini gerçek Türk dili olarak tanımazlar. Bu büyük farkın, diğer Türk dillerinden daha erken ayrılmasından kaynaklanmış olup olmayacağı sorusu henüz yanıtlanamamıştır. Bu farklardan birisi diğer Türk dillerinde sonu /-z/ ile biten sözcüklerin /-r/ ile bitmesidir:
Çuvaşca "tahar", ama Nogayca "togiz" – ("dokuz")Çuvaşca "kör", ama Türkçe "köz" Çuvaşça Rusya'nın Avrupa tarafında, Moskova'nın doğusunda Çuvaşistannda 1 milyon kişi tarafından konuşulur. Başkıristan ve Tataristan'daki konuşucuları ile birlikte toplam 1,8 milyon konuşanı vardır. Çuvaşlar Hristiyan-Ortodoks'tur ve Kiril alfabesi'ni kullanırlar, Çuvaşça dergiler, gazeteler, radyo ve TV programları vardır. Kendilerini kültürel ve tarihsel olarak Volga Bulgarlarının torunları olarak görürler.
Halaçcanın farkı
Diğer Türk dillerine en uzak kalan Halaç dilidir. Dil bilimcisi Gerhard Doerfer'in görüşüne göre Halaç, Türk dillerinin Argu grubunun son üyesidir. Türkçe'den çok erken ayrılmış ve 13. yüzyılda İran'da, etrafı Farsça konuşanlarla çevrili kalmıştır. (Yani ETHNOLOGUE 2005'te [1] iddia edildiği gibi, Azerice ile yakın akrabalığı yoktur). Halaç bugün 40.000 kişi tarafından İran'ın Kom ve Akar illerinde konuşulur ve İran'daki Türk dilleri arasında en ilginçlerindendir. Diğer lehçelerden ayrı kalması ve Farsça'dan etkilenmesine rağmen, ana dilden parçalar korumuştur. Ancak sesi Farsça'ya benzer.
Diğerleri
Türk dillerinin diğer dört grubu günümüzdeki coğrafi dağılımlarına göre değil, eski kavimlerin dağılımına göre sınıflandırılmıştır. Böylece;
Müslüman Türk halklarının dillerinin benzemesinde, İslam'a geçişle birlikte Arapça ve Farsça'dan etkilenmiş olmalarının da payı vardır. Eski Sovyetler Birliği'nde yaşayanlar Rusça'dan da etkilenmişlerdir.
Modern dil biliminde sınıflandırma
En son verilere göre, (B. Johanson-Csató, The Turkic Languages 1998), Türk dil grubunun sınıflandırması şu şekilde yapılır (konuşucu sayıları 2006 yılına göre verilmiştir):
Türk dili
Sınıflandırmanın kriterleri
Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanısıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır:
Sözlük karşılaştırması
Bu tablo, önemli sözcükleri farklı Türk dillerinde karşılaştırır, böylece Çuvaşça'nın ve Yakutça'nın farklığını ve diğerlerinin birbirine yakınlığını görmemizi sağlar. Bazı sözcüklerin tabloda eksik olması, o dilde o sözcüğün varolmadığı anlamına gelmez. Bazı dillerde bazı sözcükler farklı etimolojik kökten gelirler ve bu yüzden karşılaştırılması anlamlı değildir.
Türk dillerinin kullanmış oldukları alfabeler
Türk dilinin yazılışları
"Dil" ve "Lehçe" tartışması
Türkiye'de Türk dilleri ailesinin adlandırılması, ve bu dillerin sadece bir dil mi yoksa birçok diller mi oldukları hakkında farklı fikirler yaygındır. Türk Dil Kurumu Ankara Üniversitesi Türk dillerini öteden beri "lehçe" sayar ve "Türk dilleri" deyiminden kaçınır. İstanbul Üniversitesi ise, daha aşırı bir tutumla, "lehçe" deyimini yalnız Çuvaşça ve Yakutça"variety of speech") saydığı "şive" sözü ile adlandırmaktadır. Bu durumda, Türk dillerinin Türkiye'deki adlandırmalarında üç ayrı görüşle karşı karşıyayız demektir: yayınlarında, önceleri "Türk lehçeleri" adı benimsenmişken, sonraları bu ad yanında "Türk dilleri" deyimine de yer verildiği görülmektedir. gibi öbürlerinden çok farklı iki Türk dili için kullanmakta, bu diller dışındaki bütün Türk dillerini "lehçe"nin de altında bir konuşma türü (
"Lehçe"nin anlamı
Ana madde: Lehçe (dil bilimi)
Dil biliminde bir konuşma türünün dil mi yoksa lehçe (diyalekt) mi olduğunu saptamak için kullanılan tek dil bilimsel ölçüt karşılıklı anlaşılabilirlik ("mutual intelligibility") ölçütüdür. Bu ölçüt, sıradan bir kimsenin dille ilgili şu yalın yargısına dayanır: "Aynı dili" konuşan insanlar birbirlerini anlayabilirler, ya da aksine birbirlerini anlamayan insanlar "ayrı diller" konuşuyorlar demektir.
Örnek: Altayca-Türkçe deneyi
Örnek: Hakasça-Türkçe deneyi
Örnek: Çuvaşça-Türkçe deneyi
Tüm Altay dillerinde olduğu gibi Türk dillerinde de büyük ve küçük ses uyumu vardır, yazımda sözcükler son ekler alarak uzarlar ve cümle yapısı özne-nesne-fiil sırasıyla oluşturulur.
Yüzyıllar boyunca Türk dillerini konuşan halklar göçebe hayatı sürdürdürmüşler ve özellikle İran, İslav ve Moğol gibi farklı toplumlarla birçok alanda etkileşimde bulunmuşlardır. Geniş bir tarihe yayılan bu etkileşim sürecinden Türk dilleri de önemli oranda etkilenmiştir. Bu etkileşim sürecinde Türk dilleri de kendi aralarında bazen birbirlerinden uzaklaşıp bazen de göçebe yaşam şekli nedeniyle tekrar yaklaşıp kaynaşmışlardır. Bu yüzden Türk dil grubu ve içindeki dillerin tarihi gelişimleri kısmen belirsizleştirmiş, bu yüzden Türk dillerinin sınıflandırılmasının birden fazla sistemi oluşmuştur. Günümüzde en genel kabul görmüş sınıflandırma sistemi Samiloviç'in kalıtsal sınıflandırması olmakla beraber ayrıntılarda tartışmalar sürmektedir.Türk dilleri ailesi
Toplam 40 ayrı dilden oluşan, 180 milyon ana dili olarak konuşanı ile Türk dilleri ailesi, Altay dilleri grubunda büyük farkla en büyük dil ailesini oluşturur. Dünyadaki bütün dil aileleri arasında yedinci büyük dil grubunu oluşturur ve önümüzdeki on yıllar içinde daha da büyüme kapasitesine sahiptir.Dünyadaki büyük dil aileleri:
- 1. Hint-Avrupa dil ailesi
- 2. Çin-Tibet
- 3. Nijer-Kongo
- 4. Afro-Asya
- 5. Avustronezce
- 6. Dravid
- 7. Türk dilleri ailesi
Türk dillerinin coğrafyası
Türk dilleri, Doğu ve Güneydoğu Avrupa, Batı, Orta ve Kuzeyasya gbi büyük bir coğrafyaya dağılmıştır. Bu bölge Balkanlar'dan Çin'e, İran'dan Kuzey Denizine kadar uzanır. Asya'nın yaklaşık otuz ülkesinde en az bir Türk dili, sözünü etmeye değer yaygınlıkta konuşulur. Bunun yanında Almanya'da büyük bir azınlık Türkiye Türkçesini ana dili olarak konuşur.Büyük Türk dilleri ve anlaşılabirlik
Türk dillerini konuşanların dörtte üçü, en büyük üç Türk dilinden birini kullanır:
- Türkiye Türkçesi; 70 milyon ana dili olarak konuşanı vardır. Türkiye, Balkanlar, Batı ve Orta Avrupa'daki ikinci dil olarak konuşanlar ile 80 milyonu bulur.
- Azerice (Azerbaycan Türkçesi); 30 milyon konuşucu: Azerbaycan ve Kuzeybatı İran.
- Özbekçe; 24 milyon konuşucu: Özbekistan, Kuzey Afganistan, Tacikistan ve Batı Çin.
- Kazakça 11 Mio. Konuşucu: Kazakistan, Özbekistan, Çin, Rusya
- Uygurca 8 Mio Konuşucu: Çin- Sincan
- Türkmence 6,8 Mio Konuşucu: Türkmenistan, Kuzey Iran
- Kırgızca 3,7 Mio Konuşucu: Kırgizistan, Kazakistan, Çin Türkistanı
- Çuvaşça 1,8 Mio Konuşucu: Rusyanın Avrupa kısmında
- Başkırca 2,2 Mio Konuşucu: Başkıristan
- Tatarca 1,6 Mio Konuşucu: (etnik olarak 6,6 Mio.) Merkez Rusyadan Batı Rusyaya kadar
- Kaşgayca 1,5 Mio Konuşucu: Iranin Fars ve Çuzistan illerinde
Anlaşılabirlik
Neredeyse tüm Türk dillerinin fonoloji, morfoloji ve sentaksları aynıdır. Sadece Çuvaşça, Halaçça ve Yakutça ile Dolganca gibi Sibirya Türk dilleri bu noktalarda farklıdır. Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen ve bazen dil gruplarının sınırlarını da aşan lehçeler bulunur.
Türk dilleri birbirlerini anlıyabilen dillerden oluşan grublara ayırılır. En büyük grub Türkiye Türkçesi, Azerice ve Türkmenceyi içine alan Oğuz grubudur. Diğer grublar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu grublarıdır. Aynı grubun içinde yer alan dillerin arasındaki fark bir lehçe farkı kadardır, ancak iki farklı gruba ait dilin arasında anlaşabirliği zorlaştıran ya da imkansız kılan gramer farkları vardır. Buna rağmen tüm dillerde neredeyse hep aynı kalan birçok kelimeler vardır:
Türkçe ulusal diller
Türkiye Türkçesi, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk Cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde resmi dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarcası, Tatarca, Başkırca, Yakutça, Çakasça, Tuva, Altayca ve Çin'de Uygurca.
Ülkelere göre Türk dilleri
Türk dilleri Avrupa'nın ve Asya'nın otuz ülkesinde konuşulur. Tablo alt gruplara ayrılmıştır ve sayılar sadece ana dili olarak konuşanları göstermektedir.
Tükenmek üzere olan Türk dilleri
Bazı diller sadece birkaç yaşlı kişi tarafından konuşulmaktadır ve yok olma yolundadırlar. Kaybolmak üzere olan diller şunlardır:
- Güney Sibirya'da Tofa ya da Karagasça
- Litvanya'da ve Polonya'da Karaimce
- Musevi-Kırım-Tatarcası
- Kuzeybatı Çin'de I-li Turki (I-li ovasında).
- İran'da Aynallu dili
- Çin'de Yugurca (Gansu ili)
- Kaşgarca (Kaşgar ili)
- Kuzey Sibirya'da Dolganca
- Güney Sibirya'da Çulimce (Altay bölgesinin kuzeyinde Çulım ırmağı kenarında).
Türk dillerinin sınıflandırılması
Sınıflandırma sorunları
Dillerin benzerliğinden ve tarihte birbirlerinden çok etkileşmiş olmalarından dolayı, Türk dil grubunun sınıflandırılması kolay değildir. Ayrıca Türk halklarının geçmişteki göçebe yaşam tarzı coğrafi sınırlar çizilmesini de zorlaştırır. Bu yüzden farklı sınıflandırmalara rastlamak mümkündür. Çoğu, Rus dil bilimcisi Aleksander Samoiloviç'in 1922'de yaptığı sınıflandırmanın üzerine kurulmuştur. Dil ailelerindeki sınıflandırmaların genellikle genetik bilgilere dayanarak yapılmasına rağmen, Türk dil grubunda coğrafi dağılım daha büyük rol oynamaktadır.
Çuvaşçanın farkı
Çuvaşça, çoktan ölmüş eski Ön Bulgar dili ile birlikte diğer Türk dillerine daha uzak kalan Bolgarca dalını oluşturur. Bazı bilimciler, diğer Türk dillerinden farklı olduğu için Çuvaş dilini gerçek Türk dili olarak tanımazlar. Bu büyük farkın, diğer Türk dillerinden daha erken ayrılmasından kaynaklanmış olup olmayacağı sorusu henüz yanıtlanamamıştır. Bu farklardan birisi diğer Türk dillerinde sonu /-z/ ile biten sözcüklerin /-r/ ile bitmesidir:
Çuvaşca "tahar", ama Nogayca "togiz" – ("dokuz")Çuvaşca "kör", ama Türkçe "köz" Çuvaşça Rusya'nın Avrupa tarafında, Moskova'nın doğusunda Çuvaşistannda 1 milyon kişi tarafından konuşulur. Başkıristan ve Tataristan'daki konuşucuları ile birlikte toplam 1,8 milyon konuşanı vardır. Çuvaşlar Hristiyan-Ortodoks'tur ve Kiril alfabesi'ni kullanırlar, Çuvaşça dergiler, gazeteler, radyo ve TV programları vardır. Kendilerini kültürel ve tarihsel olarak Volga Bulgarlarının torunları olarak görürler.
Halaçcanın farkı
Diğer Türk dillerine en uzak kalan Halaç dilidir. Dil bilimcisi Gerhard Doerfer'in görüşüne göre Halaç, Türk dillerinin Argu grubunun son üyesidir. Türkçe'den çok erken ayrılmış ve 13. yüzyılda İran'da, etrafı Farsça konuşanlarla çevrili kalmıştır. (Yani ETHNOLOGUE 2005'te [1] iddia edildiği gibi, Azerice ile yakın akrabalığı yoktur). Halaç bugün 40.000 kişi tarafından İran'ın Kom ve Akar illerinde konuşulur ve İran'daki Türk dilleri arasında en ilginçlerindendir. Diğer lehçelerden ayrı kalması ve Farsça'dan etkilenmesine rağmen, ana dilden parçalar korumuştur. Ancak sesi Farsça'ya benzer.
Diğerleri
Türk dillerinin diğer dört grubu günümüzdeki coğrafi dağılımlarına göre değil, eski kavimlerin dağılımına göre sınıflandırılmıştır. Böylece;
- Kıpçakça: Kuzeybatı Türkçe
- Oğuzca: Güneybatı Türkçe
- Uygurca: Güneydoğu Türkçe ve
- Sibirya Türkçesi diye ayrılırlar.
Müslüman Türk halklarının dillerinin benzemesinde, İslam'a geçişle birlikte Arapça ve Farsça'dan etkilenmiş olmalarının da payı vardır. Eski Sovyetler Birliği'nde yaşayanlar Rusça'dan da etkilenmişlerdir.
Modern dil biliminde sınıflandırma
En son verilere göre, (B. Johanson-Csató, The Turkic Languages 1998), Türk dil grubunun sınıflandırması şu şekilde yapılır (konuşucu sayıları 2006 yılına göre verilmiştir):
Türk dili
- Ogurca (yada Bolgarca)
- Bolgarca (ölü), Çuvaşça (1,8 milyon)
- Türkçe (Genel isim olarak
kullanımı)
- Kıpçakça (Kuzeybatı
Türkçe)
- Batı: Kırım-Tatarcası (500.000), Kumıkça (280.000), Karaçay-Balkarcası (250.000), Karaimce (ölmek üzere), Kumanca (ölü)
- Kuzey: Tatarca (6,6 milyon), Başkırca (2,2 milyon)
- Güney: Kazakça (11 milyon), Kırgızca (3,7 milyon), KarakalpakçaNogayca (70.000) (400.000),
- Oğuzca (Güney-Batı
Türkçe)
- Batı: Türkiye Türkçesi (60 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 70 milyon), Azerice (30 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 35 milyon), Gagavuzca (330.000)
- Doğu: Türkmence (6,8 milyon), Horosan-Türkçesi (400.000 ?)
- Güney: Kaşgayca (1,5 milyon), Afşarca (300.000), Aynallu dili (7.000), Sonkori (?)
- Salar: Salarca (60.000)
- Uygurca (Güneydoğu
Türkçe)
- Çagatay Çagatayca (ölü)
- Batı: Özbekçe (24 milyon)
- Doğu:
- Eski Türkçe (Orhon Kök, Yenisey Kök, Eski Uygurca, Karahanlıca) (ölü)
- Uygurca (8 milyon)
- Yugurca (Batı Yugur) (5.000)
- Aynu dili (Ainu) (7.000)
- İli Turki dili (100)
- Sibirce (Kuzeydoğu
Türkçe)
- Kuzey:
- Yakutça (360.000), Dolganca (5000)
- Güney:
- Yeniseyce Çakasça (65.000), Şorca (10.000)
- Sayan Tuvince (200.000), Tofa (Karagasça) (ölü)
- Altayca Altayca (50.000) (lehçeleri: Oyrotça; Tuvaca, Kumanda, Ku; Teloytca, Telengitçe)
- Çulim Çulimce (500)
- Kuzey:
- Argu
- Halaçca (Kalayca) (42.000)
- Kıpçakça (Kuzeybatı
Türkçe)
Sınıflandırmanın kriterleri
Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanısıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır:
- Ogur dil grubundaki /-r/ yerine /-z/ kullanılması, bu dil grubunu diğerlerinden ayırır.
- Sibirya-Türk dillerini diğerlerinden farkına bir örnek: Tuvaca dilinde "adak", Yakutça "atah" diğerlerinde ise "ayak" denir. Sadece Halaç dilinde "hadak" denir.
- Oğuz dil grubu diğerlerinden sonek başlatan /G/'nin eksik olmasıyla ayrılır. Örnek: "kalan" (kalmak), diğer Türk dillerinde "kalGan"; "bulanmak", diğerlerinde "bulGanmak".
- Sonekin sonuna eklenen /G/ güneydoğu Türk grubunu kuzeybatı grubundan ayırır: Uygurca "taglik" ama Tatarca "tawlı" – (dağlık).
Sözlük karşılaştırması
Bu tablo, önemli sözcükleri farklı Türk dillerinde karşılaştırır, böylece Çuvaşça'nın ve Yakutça'nın farklığını ve diğerlerinin birbirine yakınlığını görmemizi sağlar. Bazı sözcüklerin tabloda eksik olması, o dilde o sözcüğün varolmadığı anlamına gelmez. Bazı dillerde bazı sözcükler farklı etimolojik kökten gelirler ve bu yüzden karşılaştırılması anlamlı değildir.
Türk dillerinin kullanmış oldukları alfabeler
- En eski Türk yazıları Orhun-Yenisey ve Turan runlarıdır. Bunların çoğu 8'nci yüzyıldan kalmadır. Bu yazı, eski Germen runlarına benzediği için Run olarak adlandırılır, ama aralarında akrabalık yoktur.
- Asıl yazı geleneği 10. yüzyılın sonlarında ve 11. yüzyılın başlarında Güneydoğu Türk halklarında, Karahanlılar döneminde, eski Türk dilinin bir lehçesi olan Karlukça ile gelişir.
- Güneybatı Türkçe dillerinin yazıya alınması, 10. ve 11. yüzyılda Selçuklu dili ile başlar. Kardeş diller olan Eski Osmanlıca ve Eski Azeri dillerinden günümüz Türkiye Türkçesi ve Azerice gelişmiştir.
- 14. yüzyılın Harezm Türkçesi de Güneybatı Türk dillerine mensuptur. Bu dilden günümüz Horasanca ve Türkmence gelişmiştir.
- Kuzeybatı Türkçe dillerine ait en eski belgeler, Kumanca dili ile yazılmış olan Codex Cumanicus'dur ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilin günümüzdeki torunları Tatarca ve Başkırcadır.
- Volga Bulgar dilinde yazılmış en eski yazılar 13. ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilden ya da buna yakın bir dilden Çuvaş dili gelişmiştir.
- Güneydoğu Türkçe dillerinden olan Çağatayca yazıların 15. yüzyıla dayanan örnekleri bulunmuştur. Çağatayca günümüz Uygurca ve Özbekçe'sinin temelini oluşturur.
Türk dilinin yazılışları
- Klasik Edebiyat dilleri olan Osmanlıca, Azerice, Çağatayca, Tatarca ve Kırım Tatarcası sadece Arap alfabesini kullandılar.
- 1924-1930 yılları arasındaki sürede başka Türk dilleri de, önce yalnız Azerice'de kullanılan latin alfabesi ile yazılmaya başlandı.
- 1936-1940 yıllarında Rus bölgelerinde, Türk dillerince değiştirilmiş bir Kiril alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Arap ve Latin alfabesi kullanan Türk dilleri birbirlerıne daha da yakınlaşırken, Kiril alfabesi kullanan diller farklılaşmışlardır. Dillerin farklılaşarak ayrı diller haline gelmesi desteklenmiştir.
- 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla yeni Türk Cumhuriyetleri kurulmuştur. Bu ülkeler, yani Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan, 2005 yılına kadar Türk dillerine uygun bir ortak Latin alfabeye geçmek için antlaşma imzalamışlardır. Amaç Türk kültür mirasının korunmasıdır. Ayrıca diğer ülkelerde yaşayan Türk azınlıkların 2010'a kadar bu ortak alfabeye katılmaları gerektiğine karar verilmiştir.
- Türk dilleri konuşan Museviler, İbrani alfabesi'ni kullanırlar.
- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Kıbrıs Türkleri de Türkiye Türkçesi'ni kullanırlar.
"Dil" ve "Lehçe" tartışması
Türkiye'de Türk dilleri ailesinin adlandırılması, ve bu dillerin sadece bir dil mi yoksa birçok diller mi oldukları hakkında farklı fikirler yaygındır. Türk Dil Kurumu Ankara Üniversitesi Türk dillerini öteden beri "lehçe" sayar ve "Türk dilleri" deyiminden kaçınır. İstanbul Üniversitesi ise, daha aşırı bir tutumla, "lehçe" deyimini yalnız Çuvaşça ve Yakutça"variety of speech") saydığı "şive" sözü ile adlandırmaktadır. Bu durumda, Türk dillerinin Türkiye'deki adlandırmalarında üç ayrı görüşle karşı karşıyayız demektir: yayınlarında, önceleri "Türk lehçeleri" adı benimsenmişken, sonraları bu ad yanında "Türk dilleri" deyimine de yer verildiği görülmektedir. gibi öbürlerinden çok farklı iki Türk dili için kullanmakta, bu diller dışındaki bütün Türk dillerini "lehçe"nin de altında bir konuşma türü (
- Dünya Türk dil bilimi çevreleri, Türk Dil Kurumu ile Hacettepe Üniversitesi'nden Türkolog ve Altayist Talat Tekin'in görüşü: Diller,
- Ankara Üniversitesi'nin görüşü: Lehçeler,
- İstanbul Üniversitesi'nin görüşü: Çuvaşça ile Yakutça lehçe, diğerleri şive.
"Lehçe"nin anlamı
Ana madde: Lehçe (dil bilimi)
Dil biliminde bir konuşma türünün dil mi yoksa lehçe (diyalekt) mi olduğunu saptamak için kullanılan tek dil bilimsel ölçüt karşılıklı anlaşılabilirlik ("mutual intelligibility") ölçütüdür. Bu ölçüt, sıradan bir kimsenin dille ilgili şu yalın yargısına dayanır: "Aynı dili" konuşan insanlar birbirlerini anlayabilirler, ya da aksine birbirlerini anlamayan insanlar "ayrı diller" konuşuyorlar demektir.
Örnek: Altayca-Türkçe deneyi
- Ol onçozınañ ozo cortop oturdı = O, herkesten önce gitti.
- Keçe eñirde bis kinodo bolgonıbıs = Dün akşam biz sinemada idik.
- Bu biçik cûkta çıkkan = Bu kitap yakında çıktı.
Örnek: Hakasça-Türkçe deneyi
- Sírerge par kilerge miníñ mâm çoğıl = Size gelmek için vaktim yok.
- Anıñ üçün ahça tölirge ayastığ = Onun için para ödemek yazık (olur).
- Ol şkolanı am dâ tôspan = O, okulu henüz bitirmedi.
Örnek: Çuvaşça-Türkçe deneyi
- Vírenekensem şkula kayríš = Öğrenciler okula gittiler.
- Kíneke sítel šinçe vırtat = Kitap, masa(nın) üstünde duruyor.
Temel Britannica
Türk Dilleri, genel olarak Türkçe diye adlandırılan dilin değişik lehçelerinin tümünün oluşturduğu bir dil topluluğudur. Türk dilleri bugün dünyanın pek çok yöresine dağılmış durumda bulunan, yaklaşık 150 milyon Türk tarafından konuşulmaktadır. Türk dil topluluğunun bugünkü yayılma alanı şöyle çizilebilir:
- Moğolistan-Çin-Tibet sınırından Hazar Denizi'ne kadar uzanan bölgede Yeni Uygur, Kırgız, Kıpçak-Özbek, Özbek, Türkmen, Karakalpak ve Kazak Türkçe'leri
- Kuzeydoğu Sibirya'da Yakutça; Çin-Moğolistan sınırının batı ucunda Sarı Uygur ve Salar Türkçe'leri
- Altay-Abakan-Sayan bölgesinde Soyon, Karagas, Abakan ve Şor Türkçe'leri
- bu bölgenin kuzeyinde Çulım, Baraba, Batı Sibirya, Başkırt, Kazan-Volga Türkçe'leri ve Çuvaşça
- Hazar Denizi'nin batı kıyısından Doğu Trakya'ya kadar uzanan bölgede No-gay, Azeri ve Türkiye Türkçe'leri
- Kırım'da Kırım Tatarca'sı ve Kırım Osmanlıca'sı
- Bulgaristan'ın Karadeniz kıyısındaki küçük bölgesinde Gagavuz ve Çıtak Türkçe'leri
- Makedonya'da Rumeli ağızları; Ukrayna-Polonya-Litvanya'da Karaim Türkçe'si
Türk Dillerinin Kökeni ve Sınıflandırılması
Bilim adamları Türkçe'nin en eski uygarlık dillerinden biri olduğu görüşünde birleşir. Bazı bilim adamları Türkçe'nin Yunanca ve Latince üzerinde bile etkili olduğunu ileri sürmüştür. Bazı araştırmacılarsa karşılaştırmalı dil çalışmaları yaparak Sümerler'i (İÖ 4. bin-2. bin) Türkler'in atası sayar. İÖ 1. yüzyılda Kaşgar çevresinde Türkler'in yaşadığı saptanmıştır. "Türk" sözü Çin kaynaklarında 7. yüzyılda geçmektedir.
Türk dillerinin kökeni, bu dile yakınlığı bulunan diller, bu dilin eskiliği ve sınıflandırılması gibi konular bugün de tartışılmaktadır. Tartışılmakta olan eski görüşe göre Türk dilleri Ural-Altay dil ailesinin Altay öbeğinde yer alıyordu. Bu öbekte Moğol, Tunguz ve ayrıca Kore, Japon dilleriyle yakınlığı bulunduğu ileri sürülmektedir. Ural öbeğinde ise Yukagir, Eskimo-Aleut, Samoyed, Fin-Ugor dilleri bulunmaktadır. Son araştırmalarda Türk dillerinin Altay dillerinden olduğu yolundaki görüşler ağırlık kazanmaktadır.
En eski Türkçe yazılı belgeler
8. yüzyıldan kalmış olan Orhun ve Yenisey yazıtlarıdır. Bu yazıtlarda 800
sözcükten oluşan sözvarlığının genişliği, soyut kavramları anlatan sözcüklerin
de varlığıyla ortaya çıkan söyleyiş olanaklarının zenginliği gibi veriler
Türkçe'nin oldukça eski dillerden biri olduğu konusundaki görüşleri
pekiştirmektedir. Bu yazıtlarda yabancı sözcük oranı yüzde 1
dolayındadır.
Türk dillerinin
sınıflandırılmasına 16. yüzyılda başlanmıştır. Gerçi daha 11. yüzyılda ilk Türk
dilcisi ve sözlükçüsü Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati't-Türk adlı yapıtında
döneminin Türk dillerini ve lehçelerini bir anlamda sınıflandırarak vermiştir).
Türk dillerinin sınıflandırılmasında Türkologlar (Türk dilleriyle uğraşan dil
bilginleri) değişik ölçütler kullanmışlardır: Bazı Türkologlar tarih, coğrafya özelliklerinden yola çıkarken, bazıları da fonetik (sesbilgisi) özellikleri temel almıştır. Türk dili araştırmaları alanında ün kazanmış bilim adamlarından Vasili Radlov, Gustaf John Ramstedt, Aleksandr Nikolayeviç Samoyloviç, Lajos Ligeti, Sergey Efimoviç Malov, Reşit Rahmeti Arat, Nikolay Aleksandroviç Baskakov, Johannes Benzing, Kari Heinrich Menges'in sınıflandırma denemeleri daha gerçekçi ve tutarlı sayılmaktadır.
Bir örnek oluşturması bakımından Menges'in sınıflandırmasını aktarabiliriz:
A. Orta' ve Güneybatı Asya dilleri (ya da Türküt dilleri):
I. Orta Asya bölümü (Doğu Türküt): Eski Türkçe çağına ait dillerB. Kuzeybatı ya da Kıpçak bölümü:
1. Orhun (ve Yenisey) yazıtları ve Eski (Klasik) UygurcaII. Güneybatı ya da Oğuz bölümü (Batı Türküt): Eski diller
2. Orta Türkçe döneminin dilleri: Uygurca'dan Çağatayca'ya geçiş
a) Doğu lehçesi3. Özbekçe
b) Kuzeybatı lehçesi Sonraki dönem ve Çağatayca
4. Tarançı ve öbür lehçeleriyle Uygurca, Sarı Uygurca, yeni Uygur lehçeleri,
5. Kırgızca
1. Eski Anadoluca (Selçuklular), Eski Osmanlıca, çağdaş diller3. Doğu: Türkmence
2. Batı: Osmanlıca (Rumeli, Anadolu, Güney Kırım), Gagavuzca, Azerice
C. Oyrotça (Altay Dağları'nda) ve lehçeleri: Altay-Kiji Telenget Lebed (Ku-Kiji) Yış-Kiji (Tuba)III. Orta Türkçe döneminin eski kuzeybatı dilleri:1. Codex Cumanicus ve KıpçakçaIV. Pontos-Hazar dilleri:
2. Modern diller
1. KaraimceV. Volga-Kama-Batı Sibirya dilleri:
2. Karaçayca ve Balkarca
3. Kırım Tatarcası
4. Kumukça
1. Kazan Tatarcası (asıl Tatarca), Tepter, Mişer ve Kasım Tatarcası
2. Batı Sibirya lehçeleri: Turalı, Tümenli, Tobollu, Işımlı, Kurdak, Irtışlı
3. Baraba
4. Küerikçe
5. Başkırtça
D.
I. Orta-Güney Sibirya, Abakan ya da Hakas bölümü:E. Kuzeydoğu, Doğu Sibirya ya da Yakut bölümü: Yakut (Saha) dili ve Dol-gan, Yakut etkisindeki Nanasan (Tavgı-) Samoyed lehçeleri
1. ŞorII. Doğu ya da Tuva bölümü (Tangnu-Tuva ya da Uranhay):
2. Abakani Sagay, Koy bal, Kaça, Kızıl ve Beltir lehçeleri
1. Karagas
2. Soyong (Tuba, Tuva, Tıba ya da Uranhay dili)
F. Volga-Bulgar ya da Hun-Bulgar bölümü (Eski Kuzeybatı bölümü):
1. Volga-Bulgar
2. Çuvaş ve Tavas dilleri
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/turkce-dil-bilgisi/26943-turk-dilleri-ailesi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder