GENEL BİLGİLER
Araştırmacılar gelişimsel özelliklerin doğası ile ilgili değişik
alanlara yönelmişler ve insanın gelişimsel süreci üzerine değişik kuramlar
geliştirmişlerdir. Biyolojik kuramlar, öğrenme kuramları, psikanalitik kuramlar
ve bilişsel gelişim kuramları dört ana çerçeveyi oluşturmuştur.
İnsan gelişimi
üzerine yazılan kitap ya da bölümlerde yazarlar ya gelişim dönemleri ile ilgili
bu kuramlar üzerinden boylamsal olarak gelişimi vermekte ya da yaş grupları
içindeki gelişimsel özellikleri kesitsel olarak aktarmaktadırlar (Örneğin; doğum
öncesi, bebeklik, oyun çağı, okul çağı, erken-orta ve geç ergenlik, erken-orta
ve geç yetişkinlik gibi, ya da 0-1 yaş gelişimi, 2-6 yaş, 7-12 yaş, 13-18 yaş
gibi).
İnsanın fiziksel ve ruhsal gelişimi
üzerine yapılan çalışmalar; insan gelişiminin her birey, her toplum ve kültür
için standart olmasa da büyük benzerlikler gösteren ve belirli bir düzen izleyen
gelişimsel dönemleri olduğu görüşünde birleşmektedir. İlk olarak Erik Erikson
tarafından tanımlanan ve Piaget’nin bilişsel gelişim kuramında da vurgulanan
epigenetik kurala göre, gelişimin sağlıklı olarak sürebilmesi için her
dönemin kendi içinde gereksinim, sorun ve görevler yönünden uygun zamanda
tamamlanması gerekmektedir. Dönemler davranışın analiz edilmesine, biyolojik
sınıflandırmaların yapılmasına ve sürekliliğin anlaşılmasına yardım eder.
“Çocukluğun ilk 6 yılı” bireyin gelişiminin
temel taşlarını oluşturması, temel bilgi ve becerilerin bu erken gelişim
yıllarında kazanılması nedeniyle büyük önem taşır. Kişilik oluşumu yönünden de
önem taşıyan ilk 72 ayda çocuk, kendisine uyarıcı bir çevre sunan, sevgi
gösteren, ve sağlıklı gelişimini sağlayan anne-babaya gereksinim duyar.
Bu erken gelişim yıllarında temeli atılan
beden gelişimi, psiko-sosyal gelişim ve kişilik yapısının, ileri yaşlarda yön
değiştirmekten çok aynı yönde gelişme şansı daha yüksektir.
Çocuk gelişiminin kendine özgü dinamikleri olduğu, her gelişim
evresinin büyük oranda daha önceki evreler tarafından belirlendiği gerçektir.
Araştırmalar, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların yetişkinlikte, bireyin
kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, inanç ve değer yargılarını büyük ölçüde
biçimlendirdiğini ortaya koymaktadır.
Çoğu kez
birbiriyle karıştırılan “Büyüme” (Growth) ile “Gelişme” (Development)
sözcükleri, gerçekte birbirinden farklı kavramlardır.
Yapısal artışı dile getiren “Büyüme”, bedende gerçekleşen sayısal
değişiklikleri içermektedir (kilo, boy artışı gibi). Çocuk, sadece fiziksel
olarak büyümekle kalmaz, aynı zamanda onun beyniyle iç organlarının yapı ve
büyüklüğünde de değişmeler olur. Beynin gelişimi sonucu, çocukta giderek artan
bir öğrenme, anımsama ve muhakeme yeteneği oluşur. Böylelikle fiziksel büyümeye
koşut olarak, çocuk zihinsel olarak da gelişir.
Buna karşılık, “Gelişme”, değişikliklerin niceliği yanında
niteliğini de içermektedir. Gelişme kavramı, düzenli, uyumlu ve sürekli bir
ilerlemeyi dile getirmektedir. Gelişim, ileriye dönük olup, değişiklikler
arasında belirgin bir ilişkiyi de kapsar. Kısaca gelişim, sadece sayısal
ölçümlerle açıklanamayan, birçok yapı ve işlevi bütünleştiren karmaşık bir
olgudur. Bu bütünleşme nedeniyle, gelişimin her evresi kendinden bir sonraki
evreyi doğrudan etkiler.
GELİŞİMİN TEMEL
İLKELERİ
Gelişim süreci
içinde tüm çocuklar aynı gelişim yolunu izlerler. Çocuk koşmadan önce yürür,
yürümeden önce emekler. Ancak çocukların gelişim hızlarıyla bu davranışları
başarmak üzere geçirdikleri sürenin bireyden bireye değiştiği görülür. Bazı
çocuklar, diğerlerine oranla daha hızlı gelişirler.
Gelişimdeki 6 temel kavram şöyle özetlenebilir:
1. Gelişim, dinamik bir olgudur. Gelişim yaşam boyu sürer. Gelişim
belli aşamalara bölünmüş ve her biri, önceki aşamaların birikimlerine dayalı
olarak oluşan bir süreç içinde gerçekleşir.
2.
Gelişim, genetik ve çevresel değişkenlerin karşılıklı etkileşimlerinin ürünüdür.
Örneğin, kalıtsal zeka potansiyelinin uygun eğitim yaşantılarıyla
desteklenmemesi halinde, yeterince gelişmediği bilinmektedir.
3. Gelişim, giderek artan bir özelleşme
sürecidir. Gelişim genelden özele, bütünden parçaya
doğrudur. Örneğin, çocuklar belli bir gelişim aşamasında, sadece ellerini bir
bütün olarak kullanırken, ince kasların gelişimi ile parmaklarını kullanmaya
başlamaktadır.
4. Gelişimde denge vardır.
Gelişim özellikleri ayrılmaz bir bütün oluştururlar. Gelişim alanları karşılıklı
olarak birbirlerini etkilemektedir. Örneğin, çocuğun zihinsel gelişimi dil
gelişimini hem etkilemekte hem de ondan etkilenmektedir.
5. Gelişim, ard arda görülen, düzenli bir süreçtir. Gelişimin kritik dönemleri vardır.
6. Gelişim bireysel farklılık gösterir.
FİZİKSEL GELİŞİM
Çocuklarda bedensel gelişim, “dönemsel”bir süreçtir. Bunun anlamı,
fiziksel gelişimin düzenli bir hızla değil, belli dönemlerde, yüzlerde
(fazlarda) ya da farklı hız derecelerine sahip “dalgalar” halinde gerçekleşmesi,
yani bazen hızlı, bazen yavaş olmasıdır.
Büyüme konusundaki araştırmalar, çocuklarda iki yavaş, iki hızlı
olmak üzere dört belirgin büyüme dönemi olduğunu göstermiştir. Doğum öncesi ve
doğum sonrasının ilk 6 ayı büyüme hızı yüksektir.
Beslenme, bakım ve korumanın gelişimi yakından etkilediği
bilinmektedir. Bunun yanında mevsimlerin de etkisinden söz edilmektedir. Bütün
çocuklarda olmasa da büyük çoğunluğunda altı- altıbuçuk yaşından sonra
mevsimlerin boy artışında etkili olduğu; Nisan-Ekim ayları arasındaki dönemde
boyun diğer dönemlerden daha fazla uzadığı gözlenmektedir. Mekanizması kesin
olmamakla birlikte ışık ve ısının endokrin sistem üzerine etkisi ile oluştuğu
genel olarak kabul edilmektedir. Bu alanda tiroid ve adrenal korteksin etkisi
diğer endokrin nedenlere göre daha belirgindir. Tiroid hormonu düzeyindeki
yükseklik büyümeyi artırırken, kortizol düzeyi yüksekliği büyümeyi
baskılamaktadır. Büyüme hormonu ve insulin de mevsimsel değişikliklerden
etkilenen diğer mediyatörlerdir.
Araştırmalar,
bedensel hastalıkların gelişim üzerinde sanıldığı kadar önemli bir etkisinin
olmadığını göstermektedir. Hastalık döneminde gelişimde ortaya çıkan
duraklamaların açığı, iyileşmenin ardından hızla kapatılır. Aynı şekilde
prematür bebeklerin normal ölçülere ulaşma hızları da yüksektir. Araştırmalar
beklenen ağırlığın beşinci ayda, boy gelişiminin ise ilk altı ayda, en fazla da
ilk bir yıl içinde yakalandığını göstermektedir. Ancak süregen hastalıkların
gelişimi olumsuz yönde etkileyeceği de genel olarak kabul edilen bir görüştür.
İlk iki yıl içinde gözlenen boy sıçraması, yetişkinlik döneminde ulaşılacak boy
uzunluğunun en önemli belirleyicisidir. Bu dönemde ve daha sonra ergenlikte
gözlenen sıçramada genetik etkenler önemlidir. Araştırmalar anne boyunun genetik
etkinliğinin babadan daha fazla olduğunu savunmaktadır. Sıçramalar sırasında
bütün bedenin orantılı bir biçimde büyümesi tipiktir. Ancak bu orantıda şekilden
çok ölçü göz önüne alınmalıdır. Örneğin beslenme bozukluğunda sadece
ekstremiteler ya da baş değil bütünüyle beden etkilenecektir.
Brazelton'a göre fiziksel gelişimde bebeğin
etkileşimde olduğu çevre kadar, biyolojik ve genetik etkenlerin de önemi vardır.
Bebeğin sergilediği davranışlar tüm bu etkenler yanında içinde bulunduğu durumu
anlatan bir işlevdir. Sağlıklı, uyanık ve aktif bir bebeğin çevresel uyaranlara
bağlı olmadan gerek içrel düzenleme, gerekse çevreyi algılama ve denetleme
becerisi uyanık olmayan bebekten çok daha fazladır.
Gesell ise normal çocuğun gelişim dönemlerini daha çok
pediyatristler için iyi bir rehber olarak hazırlamıştır. Bunu da; motor, dil,
uyuma yönelik (adaptif) ve sosyal gelişim dönemleri şeklinde incelemiştir.
Gesell motor ve uyuma yönelik davranış gelişimini çok somut anlamlarda ele
almıştır. Örneğin, bir bebeğin uyuma yönelik davranış olarak 10 aylıkta iki küpü
biraraya getirmesinin, 12 aylıkta bir kaptan bir şeyler boşaltmasının, iki
yaşında küplerle kule kurması ve daire çizebilmesinin gerektiğini belirtmiştir.
Aynı şekilde yaşlara göre dil gelişiminde nelerin beklendiğini de bir çizelge
üzerinde belirtmiştir.
İlk dönem süt
çocukluğu dönemidir. Bu dönem doğumdan sonraki büyümenin en hızlı olduğu
dönemdir. Doğumda ortalama 3.2 kg olan vücut ağırlığı , çocuk 12 aylık olduğunda
üç katına yani yaklaşık 9-11 kg’a ulaşır. Yine doğumda ortalama 50 cm olan boy
12 aylık bir bebekte yaklaşık 75cm’e ulaşır. Yani bu dönemde yıllık uzama hızı
25 cm’dir. Yaşamın ikinci yılında bu hız yarıya iner (yaklaşık 12 cm/yıl) Daha
sonra azalmaya devam ederek 4 yaşından itibaren yılda 5-6 cm’e iner. İkinci
dönem olan geç çocukluk döneminde (4 yaşından sonra ergenliğin başlamasına kadar
geçen süre) büyüme hızı nispeten sabittir ve yılda 5-6 cm olarak gerçekleşir. Bu
dönemdeki bir çocuk yılda 4’cm den az uzuyor ise mutlaka bir hekim tarafından
değerlendirilmelidir
Yatarak ölçülen boy ayakta ölçülenden 2 cm daha uzun
olduğundan ölçüm hangi pozisyonda yapılmış ise ilgili grafik üzerinde
değerlendirilir.
Çocukların yaşa göre ortalama boyları ve uzama hızları şu
şekildedir:
Yenidoğan : Ortalama 50 cm
doğar.
İlk yıl içindeki
uzama hızı
İlk 3 ay : 8 cm
İkinci 3 ay : 8
cm
Üçüncü 3 ay : 4 cm
Dördüncü 3 ay : 4
cm
Böylece 1 yaşında: Ortalama 75 cm’e
ulaşır.
Daha
sonra
1-2
yaş arası : 10-12 cm uzar
2-4 yaş arası : Yılda 7 cm
uzar
4 yaşında ortalama doğum boyunun 2 katına
ulaşır.
4 yaşından - ergenliğin ilk belirtilerinin başlamasına
kadar geçen sürede : Yılda 5-6 cm
Ağırlık çocuk tamamen soyulduktan
sonra elektronik veya standart terazi ile ölçülür. Ölçüm yapılmadan önce mutlaka
tartının ayarı kontrol edilmelidir. Tek başına ayakta durabilen çocuklar ayakta,
bebekler ve diğer çocuklar bebek tartısı ile ölçülmelidir. Bebeklerin ölçümleri
yapılırken bezleri çıkartılmalı veya ölçüm yapıldıktan sonra bez tartılarak
ölçülen ağırlıktan çıkartılmalıdır.
Çocukların kilo takibi şu
şekildedir:
Yenidoğan ortalama 3200 gr
ağırlığındadır.
İlk 10 gün ortalama %5-6 fizyolojik kilo kaybı olur. Bu
normaldir ancak 10. günden itibaren kilo alımı yeniden
başlamalıdır.
Kilo alımı:
İlk 6 ay : günde 20-30
gr
6-12 ay arası : günde 15-20
gr
1-2 yaş arası : yılda 2-2,5
kg
Bebek 4-5. ayında doğum kilosunun iki katına; 12. ayında
ise üç katına ulaşır.
Boy ve ağırlığı çocuğun önceki ölçümleri ile
karşılaştırırken ölçümlerin aynı tartı veya boy ölçüm aletinde ve uygun teknik
ile aynı kişi tarafından yapılması tercih
edilir.
Farklı aletlerde yapılmış ölçümlerin karşılaştırılması
bazen hatalı yorumlara yol açabilmektedir. Ayrıca çocuğun büyüme hızlarını
değerlendirirken büyümenin değerlendirilmesinde tek ölçümden çok birbirini
izleyen ardışık ölçümlerin takibi daha değerlidir. Böylece sadece çocuğun hangi
eğri üzerinde yer aldığı değil aynı zamanda hangi hız ile büyüdüğü de saptanmış
olur. Hastanın ait olduğu büyüme kanalı eğrisinde büyümesi, yukarı veya aşağıya
büyük dalgalanmalar göstermemesi önemlidir.
Çocuğun boy ve ağırlığı ilk yıl
içinde her ay, ikinci yıl içinde 3 ayda bir daha sonra ise her 6 ayda bir
değerlendirilmelidir. Büyüme değerlendirmesinde amaç, periodik aralıklarla
yapılarak normalden sapma gösterenlerin erken dönemde belirlenerek kolay,
ekonomik ve başarılı bir şekilde tedavilerinin sağlanmasıdır. Zamanında
değerlendirme, hem altta yatabilecek sistemik, hormonal veya beslenme
sorunlarının erken tanısı hem de tedavinin başarısı için
önemlidir.
BAŞ
ÇEVRESİ
Baş çevresinin büyümesi çocuğun beyin gelişimi hakkında
fikir verir. Yaşamın ilk iki yılı beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir.
Doğumda ortalama 35 cm olan baş çevresi ilk yıl içinde ayda ortalama 1 cm
artarak bir yaşında 47 cm’ye ulaşır. (Ortalama 12 cm artış). İkinci yıl içinde
ise tüm yıl boyunca sadece 2.5 cm civarında bir artış olur. İkinci yılın sonunda
artık erişkin baş büyüklüğünün yaklaşık % 85 i kazanılmış olur. Baş çevresi de
boy ve ağırlık gibi standart eğriler üzerinden değerlendirilerek çocuğun baş
çevresinin yaşa göre büyük, küçük veya normal olduğu söylenir. Beyin gelişimini
bozan hastalıklarda veya kafa kemiklerinin erken kapanmasına yol açan
hastalıklarda baş çevresi normalden küçüktür. Kafa içinde basınç artışına yol
açan durumlarda ise baş çevresi normalden büyüktür.
Bebeklerin başında ön ve arkada henüz kemikleşmemiş küçük alanlar
vardır. Bunlara fontanel (bıngıldak) denir. Ön fontanel yaklaşık 2 cm genişlik
ve yüksekliktedir. Arka fontanel ise daha küçüktür. Arka fontanel genellikle 6-8
hafta içinde kapanır. Ön fontanel sıklıkla 9- 12 . aylar arasında kemikleşir ve
18. ayda çocukların %90’nında kapalıdır. Bebeğin rutin kontrolleri sırasında
fontanelleri de mutlaka kontrol edilmelidir. Fontanellerin çok büyük olması ve
geç kapanması hipotiroidi ve raşitizm gibi hastalıklarda görülür.
VÜCUT ORANLARI
Büyüme ile birlikte vücut oranları
da değişim gösterir. Vücut oranlarının değerlendirilmesinde üst/alt segment
oranı ve kulaç uzunluğu ile boy arasındaki uzunluk farkı gibi ölçümlerden
yararlanılır. Doğumda baş ve gövde büyükken yaş ilerledikçe, özellikle ergenlik
döneminde bacaklar daha fazla uzar. Gelişme geriliği olan bir çocukta vücut
oranlarının saptanması önem taşır. Bunun için üst ve alt segment uzunlukları
ölçülür ve yaşa göre normal olup olmadığı değerlendirilir. Büyüme geriliğine yol
açan hastalıkların bazılarında hem bacak hem gövde uzaması aynı derecede
etkilenir. Bu çocuklarda boy kısadır ancak vücut oranları bozulmamıştır, yani
hem bacak hem de gövdenin uzaması aynı oranda etkilenmiştir (orantılı boy
kısalığı).
Bazı hastalıklarda yalnızca bacakların uzaması olumsuz
etkilenirken (örnek akondroplazi ve benzeri bazı kemik gelişim bozuklukları)
bazı hastalıklarda ise yalnızca gövde büyümesi etkilenir (örnek skolyoz adı
verilen omurga eğriliği)
Kulaç uzunluğu da vücut oranlarını
değerlendirmede kullanılan diğer bir kriterdir. Doğumda boy uzunluğu, kulaç
uzunluğundan daha fazla iken bu oran yaşla giderek azalır ve erişkinde kulaç
boydan daha uzun hale gelir.
DİŞLERİN GELİŞİMİ
Dişlerin gelişimi çocuğun genel
iskelet ve kemik olgunlaşmasının iyi bir göstergesidir. Dişler çocuklarda
normalde alt kesicilerden başlamak üzere 6 ay civarında çıkmaya başlar. Bazen
yenidoğanda bir veya iki dişinin olduğu görülebilir.
Üç yaşını tamamlamadan önce çocuğun ağzında 20 dişi vardır.
Dişlerin çıkması bazen 13 aya kadar gecikebilir. Süt dişleri 6 yaşından sonra
dökülmeye başlar ve kalıcı dişler hemen sonra çıkmaya başlarlar. Ancak bazen
kalıcı dişlerin çıkması süt dişinin kaybından 4-5 ay sonra olabilir. Kemik
gelişimini bozan hastalıklarda dişlerin çıkması da
gecikir.
Süt
dişleri Kalıcı dişler
Üst dişler Alt dişler Üst
dişler Alt
dişler
Ön
kesiciler 6-8 ay 5-7 ay 7-8
yaş 6-7 yaş
Yan kesiciler 8-11 ay 7-10
ay 8-9 yaş 7-8 yaş
Köpek
dişleri 16-20 ay 16-20 ay 11-12
yaş 9-11 yaş
Birinci molar 10-16 ay 10-16
ay 10-11 yaş 10-12 yaş
İkinci molar 20-30 ay 20-30
ay 10-12 yaş 11-13 yaş
YENİDOĞAN BEBEK
Günün büyük bir bölümünü uyumakla
geçirir.
Bu dönemde bebeğin hareketleri istemli ve amaca yönelik
değildir.
Yeni doğmuş bebeğin çoğu hareketi refleksler tarafından
kontrol edilir. Bunlar emme, yutkunma, yakalama refleksleridir. İsteme bağlı,
yani bebeğinizin isteyerek yaptığı hareketler, bebeğiniz birkaç haftalık
olduktan sonra başlar.
Hareketler bütün vücudu ilgilendirir. Henüz yüz mimikleri
gelişmemiştir. Görme keskinliği azdır, ancak bebek parlak ve hareketli objeleri
takip edebilir
3
AYLIK
Baş ve boyun kontrolü
gelişmiştir. (Sırtüstü yatarken kollarından çekilip kaldırıldığında baş geriye
düşmez. Yüzüstü konulduğunda başını ve göğsünü yerden kaldırabilir).
- Oyuncaklara uzanır ve tutmaya çalışır.
- Elleriyle oynar.
- Sesin
geldiği tarafa dönebilir.
- Uyaranlara yanıtı daha bilinçlidir.
- Annesini tanır ve anneye gülümser.
- Karın
üstünden sırtüstüne yuvarlanabilir.
6 AYLIK
- Desteksiz
oturmaya başlar.
- Elindeki nesneleri diğer eline
geçirebilir.
- Elindeki nesneleri ağzına
götürebilir.
- Yabancıları
tanır.
9
AYLIK
- Emeklemeye
başlar.
- Mobilyalara tutunarak ayağa
kalkar.
- Oyuncaklara uzanır ve tutar.
- İsmini
tanır, adı söylendiğinde bakar.
- Ma-ma, ba-ba
gibi heceleri söylemeye başlar.
- İlk dişi
çıkar.
12
AYLIK
- Yürümeye
başlar.
- Parmakları ile küçük cisimleri
tutabilir.
- 1-2 kelimeyi bilinçli olarak
kullanır.
- Taklit oyunlarına
başlar.
18
AYLIK
- Koşmaya
başlar.
- 5-15 kelimelik bir kelime hazinesi
oluşur.
- Renkleri tanır.
24 AYLIK
- Merdivenleri
önce çıkmayı sonra inmeyi öğrenir.
- 2-3
kelimelik cümleler kurabilir.
- Kaşık kullanmayı
becerir.
- Küpleri üstüste koyabilir (7 küpe
kadar).
İKİ - ÜÇ YAŞ ARASI
- Düşmeden koşabilir
- Bazı çizgileri taklit eder[/b]
- Merdivenden rahatlıkla kendi başına inip çıkabilir[/b]
- Oyuncakları ile oynarken el becerilerini rahatlıkla kullanabilir [/b]
- Düğmesini açabilir[/b]
- Üç tekerlekli bisikleti sürebilir [/b]
- Tek ayak üstünde kısa bir süre durabilir [/b]
- Bir bardak suyu taşıyabilir
- Yürürken engelleri adım atarak rahatlıkla geçer, rahatlıkla çömelip kalkabilir , geri geri yürüyebilir
ÜÇ - DÖRT YAŞ ARASI
- Tek ayağı üzerinde uzun süre durabilir
- yakkabısını giyer
- kendini doyurabilir
- düz çizgi çizebilir
- tek başına dolaşmaya çalışır ,
- çift ayakla 40 cm sıçrayabilir , öne takla atabilir
- yardımsız kaydıraktan kayabilir
- çömelip kalkma hareketini rahatlıkla yapabilir
- oyuncakları ile oynarken el becerilerini rahatlıkla kullanabilir
- 40-50 cm den aşağı atlayabilir
- tek ayakla sıçrayabilir
- dans etme müzik ile beraber tempo tutma
- zıplayan topu eli ile tutma
- kağıttaki şekilleri boyar
- 3-4 renk eşleştirebilir
- aynı kartları eşleştirebilir
- bazı harfleri eşleştirebilir
- artı eksi yapabilir
DÖRT - ALTI YAŞ ARASI
- Makasla kağıtları kesebilir
- bakarak 1 den 8-9 a kadar sayı yazabilir
- öğretilirse adını yazabilir
- sek sek oynayabilir
- üçgen ve kare yi kopyalar
- kendi giyinir kendi soyunur
- ayakkabısını bağlar
- yüzünü yıkar
- dişini fırçalar
- altı yaşında iki tekerlekli bisiklete binebilir
- el becerileri gözle görülür bir şekilde gelişir
Kaynak:http://yazyagmuru.forumm.biz/t6614-0-6-ya-cocuk-fiziksel-geliimi
http://www.gulselim.com/cocugunuzun-gelisim-evreleri-bebeginizin-buyumesi-nasil/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder