sonra da bunları akılla kavramak anlamına gelir. Thomas’a göre inanmak ve bilmek iki ayrı bilgi kaynağıdır, başka başka şeyler öğretirler. İnancın sırları akla aykırı değildir fakat üstündedir, aklın kavrama gücünü aşmadadır. İnsanların haklarının Tanrı tarafından verildiğini söyler. Thomas’a göre bilim, inanç tapınağının giriş holüdür ve sadece girişi aydınlatırlar. Devlet doğal bir zorunluluktur, Tanrının istemiş olduğu bir kurumdur ve bu sebeple ona itaat ödevdir. Devletin amacı, erdemli bir yaşayış için insanı yetiştirme ve tanrı ile birleşmeye hazırlamadır. Buna aracılık edecek olan yapı da kilisedir ve bu sebeple kilise, devletten üstündür. Ortaçağ insanı XIII. yüzyıldan itibaren Ortaçağ karanlığından yavaş yavaş çıkmaya başlayıp, kültür ve uygarlığını yeniden inşa eder ve dünyevi şeylere ilgi duymaya başlarken, teolojiyle felsefenin, iman ile aklın, Hıristiyan dünya görüşüyle klasik dünya görüşünün, çağının ihtiyaçlarına uygun düşen yeni ve sağlam bir sentezini yapmıştır. Thomas’a bu sentezinde en büyük yardımı, hiç kuşku yok ki Aristoteles ve felsefesi sağlamıştır. (1225-1274)
Kaynakça:
Prof. Dr. İzzet Duyar'ın Antropoloji Tarihi ders notları.
Antropolji Tarihi - Thomas Hylland Eriksen - Finn Sivert Nielsen / İletişim Yayınları
Özgür Ansiklopedi Wikipedia (bazı paragraflar)
Yukarıda adı geçen kaynaklar ve internetten araştırılmış ders notu olarak öğrencilere yardımcı olmak amacıyla derlenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder